Otizmli Çocuklarda Oyun ve Oyunlaştırma Teknikleri
Çocuğun dili oyundur. Oyun; erken dönem sosyal, bilişsel, sembolik ve dil gelişiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Çocuklar birçok şeyi oyun oynarken öğrenirler. Bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimleri oyun ile desteklenmektedir. Çocuklar oyun aracılığıyla değişik sosyal rolleri deneme, duygularını kaygılarını dışa vurma başka nesneler ya da insanlarla ilişkilerini inceleme yolu bulur. Dolayısıyla çocuk için oyun, gerçek hayata hazırlandığı güvenli bir alandır.
Roos (1981) normal çocuklarda, ilk birkaç yılda taklide dayalı oyunlar gözlenirken yaşın İlerlemesiyle oyun davranışlarının birlikte olma, sözel iletişim kurma ve daha karmaşık oyunlar oynama şeklinde arttığını ifade etmektedir (Schopler, 1986.) Çocukların sosyal beceri kazanmalarında önemli olan iki beceriden biri oyun diğeri ise yaşıtları ile iletişim kurmadır. Yaşıtlarıyla birlikte oyun oynama, çocuğun sözel ve motor becerilerinin gelişimini desteklemesinin yanısıra, sosyal yaşamla ilgili bazı beceri ve davranış örneklerinin kolaylıkla öğrenileceği ve çeşitli deneyimlerin geçirilebileceği bir ortamı da sağlamaktadır (Rubin, Fein, Vandcrberg, 1983).
Howes ve Rubin (1983), oyun davranışlarının yaşın yanısıra birçok değişkene bağlı olduğunu ve çevrenin etkisi, yaşıtlarla olan daha önceki deneyimler, sosyoekonomik düzey, çocuğun ve oyun arkadaşlarının cinsiyetinin çocuğun oyun davranışının düzey ve türünü etkilediğini belirtmektedirler (Schopler, 1986).
Otistik çocukların bilişsel ve algısal alanlardaki yetersizlikleri sonucunda anlama, ilişki kurma, problem çözme ve iletişim alanlarında sınırlı yeteneklere sahip oldukları bilinmektedir. (Cohen, 1987). Genellikle otistik çocukların göze çarpan diğer özelliklerinden biri de, sosyal gelişimlerindeki yetersizliktir. Kanner 1943'te sosyal yetersizliği, otizmin en önemli belirtisi olarak değerlendirmiştir (Lewis, 1987). Otistik çocukların sosyal özellikleri; fiziksel temastan kaçınmaları, özellikle yaşamlarının İlk yıllarında karşılıklı göz kontağı kurmamaları, kendilerine gülümsendiği zaman gülümsemeyle karşılık vermemeleri, insanlara karşı ilgisiz kalmaları, sosyal kuralları anlamada ve oyun becerisinde yetersiz olmaları şeklinde belirlenmektedir (Schopler, 1986).
Birçok otistik çocukta görülen yetersiz oyun becerisi, genellikle sosyal becerilerin ve yaratıcılığın eksikliğinden ortaya çıkmaktadır. Strain ve Looke (1976) 'un belirttiği gibi, otistik çocukların yaşıtlarıyla çok seyrek etkileşime girmeleri de bu çocukların uygun sosyal becerileri ve tek başına ya da yaşıtlarıyla birlikte oyun oynama davranışlarını kazanmalarını sınırlandırmaktadır (Wulff, 1985).
Bu çocuklar çevrelerindeki tüm nesneleri incelemekte, ancak nesneleri kullanarak oyun oynama söz konusu olduğunda yetersiz katmaktadırlar. Çoğu otistik çocuk, sıklıkla trambolinde zıplamak, kaydıraktan kaymak gibi bir hareketin sürekli tekrar edilmesi şeklinde olan oyunları tercih etmektedirler (Wing, 1981).
Oyun Becerileri Çocuğu Nasıl Etkiler?
Oyunlar eğitim sürecine istekliliğin arttırılması, motor becerilerin geliştirilmesi, yeni becerilerin öğrenilmesi ve iletişim yeteneğinin kuvvetlendirilmesi için önemli olanaklar sağlamaktadır. Oyun süresince çocuklar hem kas hem de zihinsel becerilerini geliştirme fırsatı yakalarlar.
Çocuklar çeşitli oyunlar oynayarak nesneleri ayırt etmeyi, hangi nesneyi nerelerde kullanabileceklerini ve birbirinden farklı nesneler arasında ilişki kurmayı öğrenirler. Gündelik hayattaki yemek yemek gibi birçok temel ihtiyaçlarını, bu oyunlar sayesinde kendi başlarına karşılayabilmeye başlarlar.
Ayrıca oyunlar çocukların dil ve hatta okuma yazma becerilerine de olumlu etkiler sunmaktadır. Çocukların erken dönemlerinde oynadığı oyunlar, ileri dönemlerinde dil eğitimlerine doğrudan etkiler sunmakta, öğrenme sürecini desteklemektedir.
Bir ebeveyn olarak otizmli çocuklarımızla oynarken neleri hedeflemeliyiz?
*Sosyal etkileşimi arttırmayı,
*Dil gelişimini desteklemeyi,
*Dikkat sürelerinin artmasını sağlamayı,
*Tekrarlayan hareketlerini anlamlandırmayı,
*Beceri geliştirmenin ve başarının desteklenmesi,
*Taklit becerilerini geliştirmeyi,
*Duyusal tecrübelerini zenginleştirmeyi,
*Göz kontağını geliştirmeyi,
*Sembolik oyun oynamasını (-mış gibi) sağlamayı hedeflemeliyiz.